Allahü Teâlâ’ya muhalefet edenler çeşit çeşittir. Onlara kızmak ve şiddetli davranmak da farklı olur. Birinci derecede kafirlerdir. Harp ehli iseler, onlara düşmanlık farzdır. Onlara yapılacak iş, onları öldürmek ve köle etmektir. İkinci derecede zımmîlerdir. Bunlara düşmanlık da farzdır. Onlara yapılacak muamele, onları aşağı tutmak ve kıymet vermemektir. İlerleme yollarını kısmaktır. Onlarla dostluk etmek çok çirkindir, mekruhtur. Hattâ haram bile olabilir. Bâhusus Allahü Teâlâ, “Allahü Teâlâ’ya ve kıyamet gününe inananlar, Allah’a ve Resûlüne muhalefet edenleri sevmezler”1 buyuruyor. Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem- buyuruyor ki “Allahü Teâlâ’ya ve kıyamet gününe inananlar, Allah’ın düşmanları ile dost olamazlar, onları sevemezler”. Hele onlara itimad edip, onları Müslümanların başına tayin etmek, İslâmiyet ile alay etmek, Müslümanlığı aşağı tutmak olup büyük günahlardandır. Üçüncü derece, bid’at sahipleridir. İnsanları bid’atlara çağırırlar. İnsanları ona yaklaştırmamak için bid’at sahibine düşman olduğunu açıkça söylemek, bildirmek lâzımdır. Bid’at sahibine selâm vermemeli, onunla konuşmamalı, selâmını almamalıdır. Zira insanları bid’ate çağırmakla şerri yaymaktadır. Fakat cahil olur ve bid’ate çağırmaz, bid’atı yaymazsa zararı az olur.

Dördüncü derece, insanlara eziyet veren bir günahtır.
Zulmetmek, yalan yere şâhidlik etmek, taraf tutarak hüküm vermek, Müslümanları
hicivli şiirlerle, alaylı yazılarla kötülemek, gıybet etmek, Müslümanları
birbirine düşürmek gibi günahlardır. Bunları yapanlardan kaçmak, uzak durmak,
onlara sert davranmak gayet makbul bir iştir. Onlarla sevişmek ise gayet çirkin
ve kerih bir iştir. Açık fetvalara göre haram değildir. Beşinci derece,
şarap içen, günah işleyen bir kimse, başkalarını rahatsız etmezse bunun işi
diğerlerinden ehvendir. Böylelerine, kabul etmek ümidi varsa güzellikle, tatlı
dille nasihat etmek, kabul etmez ümidinde ise, ondan uzak durmak daha iyidir.
Selâmını almalı lânet etmemelidir. Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve
sellem- zamanında bir kimse birkaç defa şarap içmişti. Bunun için had cezası
verilmişti. Ashâb-ı kiramdan birisi, ona lânet etti ve “Bunun bu kötü işi ne
kadar zaman devam edecektir” dedi. Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve
sellem- “Öyle söyleme, ona şeytanın yaptığı düşmanlık yetişir, onun hakkında
sen de şeytana yardımcı olma”. buyurdu.
İmâm-ı Gazâlî Hazretleri, Kimyâ-yı Saâdet, Bedir Yayınevi, s. 278-279
[1] 58- Mücâdele: 22.
İlk yorum yapan siz olun