Nerede bir zâlim varsa acıma; çünkü zâlime acımak, halka zulümdür. Cihanı yakan zâlimin çırası söndürülmelidir. Halkın yanık içinde kalmasından, birisinin ateş içinde yanması iyidir. Her kim yol kesene acırsa, kervanı kendisi vurmuş olur.
Yazıların kategorisi: “Siyâsetnâme”
Allah’ı tanımayan, kazancını şaraba veren ve fuhş eden kimselere, devlet umurunda vazife verme, verirsen, yüzü kara olarak ahirete gelesin. Zira bu tip insanlar Allah’ın gazabına müstehak olduklarından, işlerinde hayır ve başarı olmaz. Bunlar halka hüsn-ü muamele etmezler ve rüşvet almaya meyyal olurlar
Bir toplumun yaşayış ve hayatları arabaya benzer. Bir arabada birkaç meslekler vardır. Arabanın içinde de pek çok aletler ve edavat vardır. Çok ender şahıslar, sürdüğü arabasının her türlü arızasını ve o arızayı gidermesini bilir. Hal böyle olunca araba sahibi, her bir arızada o arızayı giderecek işinin erbabına müracaat eder. Hayat-ı ictimâiyede de ferdlerin ilk vazifeleri, kendi gücünü harcayıp mutlak bir surette bir meslek tutmalarıdır.
Çocuklara karşı iyilik yaparak davran. İşine karşı güzel ahlâkla davran. Ev halkına karşı sevgiyle davran. Namaza ise huzurla muamele et. Oruca günahlardan uzaklaşarak, hacdaki uygulamalara Allah’ı zikrederek ve yücelterek muamele et. Zekâta karşı onu hemen ödeyerek muamele et. Tevhide ihlasla, ilâhî isimlere, her ilâhî ismin ortaya çıkardığı ahlâka göre davran.
Türk edebiyatında gaza-name, fetih-name veya zafer-name adını taşıyan edebî metinler, kroniklerle birlikte, Osmanlı tarihinin bazı kere eksik bıraktığı noktaları tamamlıyan önemli belgelerdir. Tarihin akışını değiştiren, yahut yerli ve yabancı bir çok sülâlenin kaderini çizen seferlerden çoğu, bu eserlerde bütün ayrıntılariyle görülür.
Bu dünyadan göçüyorum. Senin bunca iyiliğine karşılık ben de size bir öğüt ve vasiyetnâme yazıp bırakıyorum. Bu yazdıklarımın içten olduğunu bil ve bunlara uy. Samimî olan insanın sözü tutulur. Çünkü insanlığın başı bu samimiyettedir. Dostların en iyisi samimî olandır.
Fakat bazen yumuşak görünmeyi kötüler ve kötü niyetliler gevşek tabiatlı olmaya yorumlarlar.Fitne ve fesat isteyenler cesaretlenip, düşüncelerinde fesatlık görülür ve ülkenin çeşitli yerlerinde fitneler, karışıklıklar çıkar uyuyanlar uyanır.
Padişahın üç hâlinin bulunduğunu bilmen gerekir: Birincisi nefsine karşı muamelesidir. İkincisi tebaası yani ülkesinin insanları ile, üçüncüsü de Allah ile kendi arasındaki işleridir. Her ne halde olursa olsun, bütün işlerde padişahın adaletli olması lazımdır. Sonra her bir halde bunlardan ilgi duyulan her işte bir ders, bir mânâ, bir hikmet vardır.